Toplumsal Refahın Tahsisinde Siyasal Katılımın Rolünü Anlamak – Doç. Dr. Şakir GÜLER

Geçmişten günümüze dek insanlar, mevcut yaşam koşullarını iyileştirebilmek amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Birlikte yaşama ve ortak hareket etme bilinci de bu sürecin bir sonucudur. Sahip oldukları bilinç sayesinde insanlar toplumsal iş bölümü gerçekleştirerek daha verimli ve konforlu bir hayata sahip olma amacı güderler. Özellikle demokratik sistemlerde; yöneticilerin seçilmesinde, alınan kararların uygulanmasında ve toplumsal düzeni ilgilendiren kararların genelinde teorik olarak insanların ortak faydası söz konusudur. Bu nedenle bireylerin yaşamdan duydukları memnuniyetin siyasal katılım faaliyetlerini etkilediği düşünülmektedir [1,2].
Fakat ironik bir biçimde siyasal literatürde daha çok politik kavramların refah üzerindeki etkisi incelenmiştir [3,4]. Bireylerin yaşamdan duyduğu memnuniyetin siyasal katılım davranışı üzerindeki etkisini inceleyen araştırmalar oldukça sınırlıdır [1,5,2,6]. Sunulan yazıda, yaşam memnuniyetinin siyasal katılım üzerindeki etkisi yapılan araştırmalar üzerinden ele alınarak bu konu aydınlatılmaya çalışılacaktır. Yazı boyunca refah ve yaşam memnuniyeti kavramları birbirleri ile aynı anlamda kullanılacaktır.
Katılma faaliyeti; iletişim kurma suretiyle veya ortak hareket dâhilinde belirli bir toplumsal duruma iştirak etme sürecidir. Dolayısıyla katılma kavramı öz olarak bir eşikten geçmeyi ve dâhil olmayı gerektirmektedir. Bu eylem, siyasal bağlamda düşünüldüğünde yönetim kararlarına ve yönetim kademelerine iştirak etme söz konusudur. Ünlü siyaset bilimci Verba ve Nie’nin yapmış olduğu kapsayıcı tanıma göre; siyasal katılım kavramı, bireylerin yönetim erkini seçme çabalarını ve/veya yönetimin almış olduğu kararları etkileme faaliyetlerini ifade etmektedir [7]. Dolayısıyla “katılma” eyleminde bulunmak için birden fazla yöntem gerçekleştirilebilir. Bu kapsamda yurttaşlar, taleplerini çeşitli yollarla dile getirebilirler. Seçimlerde oy kullanmadan, kamu temsilcilerine mektup yazmaya, siyasi bir partiye üye olmaktan, toplu dilekçe vermeye değin daha birçok yöntem bu kapsamda değerlendirilebilir [8]. Öte yandan çağın getirdiği yenilikler ve yaşanan toplumsal dönüşümler doğrultusunda katılma faaliyetlerine yeni aktivite ve eylemler dâhil olmuştur. Özellikle dijital teknolojilerin gelişimiyle ortaya çıkan sosyal medya platformları siyasal katılıma yeni bir çehre kazandırmıştır. Dijital zemin üzerinde gerçekleştirilen bu katılma biçimleri e-katılım faaliyetleri olarak adlandırılmaktadır [9]. Katılma kavramı öz itibariyle demokratik sistemlerle bütünleşmiştir [14]. Toplumların sahip olduğu değerler, örfler, ananeler ve birçok kutsal, o toplumun politik eylemlerinin sınırlarını netleştirmektedir.
Öte yandan gündelik hayatın seyri ve insanların sahip olduğu özel sorumluluklar (iş, aile vb.), halkın geleneksel katılım faaliyetlerine daha az ilgi göstermesine neden olmaktadır. Günün yoğun temposu içerisinde insanlar nadiren kendilerini ilgilendiren yönetim kararlarına vakit ayırabilmektedir. Bu nedenle halkla açık geleneksel katılım ortamları (ör. açık toplantılar, oturumlar vb.) içinde yaşadığımız zaman diliminde giderek daha durağan bir yapıya bürünmüştür. Halkın kendi geleceği ile ilgili alınan kararlara katılmaması gerek büyük ölçekli politika yapıcıları gerek yereldeki kamu planlayıcılarını da zora sokmaktadır [19]. Nitekim yönetim kademeleri dünyanın her yerinde alınan kararlara halkın katılımını teşvik etmektedir. Katılım kavramının öz olarak temel işlevi de bunu gerektirmektedir. Halkın kendilerini ilgilendiren konulardaki kararlara katılımı, mevcut sistemin sağlıklı seyretmesi açısından önem taşımaktadır.
Bu noktada bilgi iletişim teknolojileri, vatandaşların yönetim faaliyetlerine katılma konusunda zaman ve mekân sınırlılıklarını ortadan kaldırarak kolaylık sağlamaktadır [26]. Bilgi iletişim teknolojileri aracılığıyla gerçekleştirilen siyasal katılım faaliyetleri e-katılım başlığı altında kavramsallaştırılmıştır. Dolayısıyla e-katılım kavramı vatandaşların kamusal kararlara, idare ve hizmet süreçlerine bilgi iletişim teknolojileri (BİT) yoluyla katılımını ifade etmektedir. Vatandaşların aktif olarak e-katılım faaliyetlerinde bulunması; şeffaf bir yönetimin icrasında, kamu hizmetlerini vatandaşların ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmede etkin rol oynamaktadır. Öte yandan yurttaşların aktif e-katılımda bulunmaları mevcut politika ve mevzuatın kalitesinin iyileştirilmesine de katkı sağlamaktadır [18,20]. Siyasete daha etkin bir şekilde katılmak isteyen yurttaşlar, e-katılım faaliyetleriyle hükümet ve yerel yönetim temsilcileriyle dijital teknolojiler vasıtasıyla daha kolay ve özgürce etkileşime geçebilmektedir. Bu açıdan e-katılım faaliyetleri yönetimle kurulan etkileşimi daha katılımcı ve merkezsiz bir boyuta taşımaktadır [21].
BİT’nin geliştiği ilk dönemlerde, yönetim kademesi web sayfalarındaki duyurular aracılığıyla kamuoyu ile daha çok tek yönlü iletişim kurulabilmekteydi. Her ne kadar ilk dönemlerde anlık etkileşime olanak sağlanamasa da halkın kendisini ilgilendiren kararlardan haberdar olması ve bu kararlara geleneksel oylama yoluyla dahi katılımı, daha tutarlı ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Daha sonraları anlık zaman diliminde karşılıklı etkileşim söz konusu olduğunda halk kendilerini ilgilendiren konularda daha detaylı fikir beyan etme şansını yakalamıştır [22]. 2009’lu yıllardan itibaren sosyal medya araçlarında yaşanan gelişmeler, diyalog ve şeffaflık açısından vatandaş ve hükümet etkileşimine ivme kazandırmıştır [18,23].
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 75 büyük şehrinde yapılan bir araştırmaya göre 2009 ve 2011 yılları arasında, sadece 2 yılda dahi hükümet organlarının sosyal platformları kullanma alışkanlıklarının 6 kat arttığı sonucuna ulaşılmıştır[22]. Aynı araştırmada; yerel yönetimlerin sosyal ağlar aracılığıyla politikalarını paylaştığı ve bu politikalar hakkında kamuoyundan gelen geri bildirimleri dikkate aldığı belirtilmektedir. Bahsedilen gelişmeler çeşitli araştırma raporlarına da yansımıştır. Birleşmiş Milletler’in 2001 yılından itibaren gerçekleştirdiği E-Devlet Araştırmaları da bu raporlardan birisidir [20]. 2020 yılında gerçekleştirilen E-Devlet Araştırma Raporu’nda Estonya, Kore Cumhuriyeti ve ABD’nin söz konusu kriterlerin tamamını eksiksiz sağlayarak e-katılım ve e-demokrasiye olanak sağlayan ülkeler bazında birinci sırada yer aldığı görülmektedir. Bu sıralamayı Japonya, Yeni Zelanda, Avusturya, Singapur ve Britanya takip etmektedir. Söz konusu 8 ülke e-katılım kriterlerini sağlayan en iyiler arasında yer almaktadır. Üye ülkeler, e-katılım kriterlerini sağlama açısından sahip oldukları puana göre 4 ayrı kategoriden birisinde yer almaktadır. Bu kategoriler düşük, orta, yüksek ve çok yüksek düzey olarak adlandırılmıştır. Ülkemiz Türkiye de sahip olduğu puan itibariyle e-katılım kriterlerini çok yüksek düzeyde sağlayan ülkeler arasında yer almaktadır [20].
Bilgi iletişim teknolojilerinin gerek hükümetler tarafından halkla etkileşime geçme amacıyla kullanımı, gerek vatandaşlar tarafından katılım ve bilgi edinme maksadıyla kullanımı e-demokrasi kavramının güçlenmesine vesile olmuştur [18]. Öte yandan yalnızca hükümet ve yerel yönetim yetkilileri değil artık bireylerde dijital teknolojileri daha planlı ve yoğun biçimde kullanmaya başlamıştır. Özellikle Twitter gibi platformların gelişimi, belirli konularda kamuoyunun dijital gündemler oluşturmasına olanak tanımaktadır [25].
Bahsedilen gerekçelere dayanarak e-katılım faaliyetlerinin vatandaşlara çeşitli konularda seslerini duyurabilme açısından önemli fırsatlar sunduğu ve yaşam memnuniyetleri üzerinde bu durumun etkili olabileceği düşünülmektedir [2,5]. Kişinin yaşam memnuniyeti ve olumlu-olumsuz duygu durumu gibi bileşenler, öznel refahı oluşturmaktadır. Bir bireyin öznel açıdan refahının yüksek olabilmesi için, yaşamdan duyduğu memnuniyetin yüksek olması ve hissettiği olumlu duyguların daha fazla olması gerekmektedir.
Araştırmalar; çalışma koşullarının aile hayatının, algılanan sosyal desteğin, genetik faktörlerin, kişilik özelliklerinin ve demografik faktörlerin ve daha birçok faktörün kişinin öznel refahı üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.
Siyasal alanda, yaşam memnuniyeti üzerine gerçekleştirilen araştırmalarda da refah kavramının politik kavramlarla ilişkili olduğu saptanmıştır [3,4,16,17,5]. Fakat siyasal alanda gerçekleştirilen araştırmalarda daha çok politik faktörlerin öznel refah üzerindeki etkilerine odaklanılmaktadır [3,4]. Öte yandan öznel refahın siyasal katılım üzerindeki etkisini ele alan bakış açısına da odaklanmak gerekmektedir [2,5]. Zira vatandaşlar çeşitli konularda duydukları memnuniyet ya da memnuniyetsizliklerden hareketle siyasal katılım davranışında bulunarak yöneticilerine dilek ve taleplerini iletebilmektedirler. Bu noktada yurttaşların da önemli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.
Yine ABD’de yapılan bir araştırmada, yaşam memnuniyetinin bireylerin oy verme davranışlarını etkilediği tespit edilmiştir[2]. Kosta Rika’da yapılan bir başka araştırmada ise insanların mutsuz olduğunda zoraki bir katılım davranışı sergilediği tespit edilmiştir[15]. Dolayısıyla kültürden kültüre değişmekle birlikte bireylerin daha çok “yaşamdan memnuniyetsizlik duyduğu” durumlarda daha yoğun siyasal katılım faaliyetlerine yöneldiği görülmektedir. Bizim toplumumuzda da durum benzerdir. 2020 yılında Türk toplumu üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, vatandaşların yaşam memnuniyetinin artması ile daha az siyasal katılımda bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Oysa demokratik toplumlarda vatandaşların hemen her zaman diliminde yönetim kademesine düşünce ve fikirlerini iletmesi toplumsal refahın tahsisi adına büyük önem taşımaktadır. Sunulan yazıdan hareketle; demokratik süreçlerin idealize edilmesinde vatandaşların yönetim kademesine sağlıklı geribildirimler iletmesi oldukça mühimdir. Zira bireysel talepler yönetim mekanizmalarına iletilmediğinde diğer bir ifadeyle vatandaşlar siyasal katılım faaliyetlerinde bulunmadığında toplumsal refah da doğal olarak düşmektedir. Verilen hizmetin kalitesinin iyileştirilmesinde vatandaşların yönetim organlarına; talep, teşekkür ve düşüncelerini iletmesi yöneticilerin de işini kolaylaştırmakta ve demokratik süreçleri idealize etmektedir.
Kaynakça
1 – Lorenzini, J. (2015). Subjective well-being and political participation: A comparison of unemployed and employed youth. Journal of Happiness Studies, 16(2), 381-404.
2 – Flavin, P., & Keane, M. J. (2012). Life satisfaction and political participation: Evidence from the United States. Journal of Happiness Studies, 13(1), 63-78.
3 – Radcliff, B. (2001). Politics, Markets, and Life Satisfaction: The Political Economy of Human Happiness. American Political Science Review, 95(4), 939-952. https://doi.org/10.1017/S0003055400400110.
4 – Di Tella, R., & MacCulloch, R. (2006). Some uses of happiness data in economics. Journal of Economic Perspectives, 20(1), 25–46.
5 – Sulemana, I., & Agyapong, E. (2019). Subjective well‐being and political participation: Empirical evidence from Ghana. Review of Development Economics, 23(3), 1368-1386.
6 – Weitz-Shapiro, Rebecca; Winters, Matthew S. (2008): Political participation and quality of life, Working Paper, No. 638, Inter-American Development Bank, Research Department, Washington, DCL
7 – Verba, S., & Nie, N. H. (1987). Participation in America: Political democracy and social equality. University of Chicago Press.
8 – Teorell, J., Torcal, M., & Montero, J. R. (2007). 13 Political participation. Citizenship and involvement in European democracies: A comparative analysis, 334.
9 – Güler, Ş., & Sezgin, M. (2019). Twitter’da Siyasal Katılım Ölçeği (TSKÖ). Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 19(2), 517-530.
10 – Milbrath, Lester W. 1965. Political Participation. How and Why Do People Get Involved in Politics? Chicago: Rand McNally.
11 – Milbrath, Lester W. and Madan Lal Goel. 1977. Political Participation: How and Why Do People Get Involved in Politics. 2nd edn. Chicago: Rand McNally.
12 – Conge, J. Patrick, (1988). The Concept of political participation toward a definition. Comparative Politics, 20(2), 241-249.
14 – Çukurçayır, M.A. (2006). Siyasal katılma ve yerel demokrasi. Konya: Çizgi Kitabevi.
15 – Weitz‐Shapiro, R., & Winters, M. S. (2011). The link between voting and life satisfaction in Latin America. Latin American Politics and Society, 53(4), 101-126.
16 – Okulicz-Kozaryn, A., Holmes IV, O., & Avery, D. R. (2014). The subjective well-being political paradox: Happy welfare states and unhappy liberals. Journal of Applied Psychology, 99(6), 1300.
17 – Diener, E., Oishi, S., & Lucas, R. E. (2015). National accounts of subjective well-being. American psychologist, 70(3), 234.
18 – Bindu, N., Sankar, C. P., & Kumar, K. S. (2019). From conventional governance to e-democracy: Tracing the evolution of e-governance research trends using network analysis tools. Government Information Quarterly, 36(3), 385-399.
19 – Conroy, M. M., & Evans-Cowley, J. (2006). E-participation in planning: an analysis of cities adopting on-line citizen participation tools. Environment and Planning C: Government and Policy, 24(3), 371-384.
20 – United Nation (2020). UN E-Government Survey 2020. https://publicadministration.un.org/egovkb/en-us/Reports/UN-E-Government-Survey-2020.
21 – Meriç, Ö. (2014). Dijital demokrasi: Türkiye’de yeni medya ve siyasal katılım. Yayınlanmamış doktora tezi, Maltepe Üniversitesi, İstanbul.
22 – Mossberger, K., Wu, Y., & Crawford, J. (2013). Connecting citizens and local governments? Social media and interactivity in major US cities. Government Information Quarterly, 30(4), 351-358.
23 – Berlot, C. J., Jaeger, P. T. ve Grimes, J. M. (2012) Promoting transparency and accountability through ICTs, social media, and collaborative e‐government. Transforming Government: People, Process and Policy, 6 (1), 78-91.
24 – Pirralha, A. (2018). The link between political participation and life satisfaction: A three wave causal analysis of the German SOEP household panel. Social Indicators Research, 138(2), 793-807.
25 – Sagolla, D. (2009). 140 characters a style guide for the short form. New Jersey: John Wiley & Sons, Inc.
26 – Zolotov, M. N., Oliveira, T., & Casteleyn, S. (2018). E-participation adoption models research in the last 17 years: A weight and meta-analytical review. Computers in Human Behavior, 81, 350-365.